English French Spanish Hindi Portuguese Russian Turkish German Indonesian Korean Arabic Danish Japanese Norwegian Finnish

Yapay zeka, Türkiye’nin rekabet gücünü artırabilir

Yapay zeka, son yıllarda oldukça popüler bir konu haline geldi. Teknolojinin ilerlemesiyle birlikte yapay zeka sistemleri günlük hayatımızın bir parçası olmaya başladı. Akıllı telefonlarımızdan sosyal medya uygulamalarına, bankacılıktan sağlığa kadar pek çok alanda yapay zeka teknolojileri kullanılıyor. Türkiye’nin de bu alanda geride kalmaması ve rekabet gücünü artırabilmesi için yapay zeka yatırımlarına ağırlık vermesi gerekiyor.

Türkiye, genç ve eğitimli bir nüfusa sahip. Bu, yapay zeka gibi yüksek teknoloji alanlarında yetişmiş insan kaynağı anlamına geliyor. Ancak mevcut eğitim sistemimiz yapay zeka ve benzeri alanlarda yeterli değil. Gelişmiş ülkelerin aksine, mühendislik ve fen bilimlerine yeterince önem verilmiyor.

Devlet ve özel sektörün iş birliğiyle yapay zeka alanında Ar-Ge faaliyetlerine kaynak ayırması gerekiyor. Üniversite-sanayi iş birliğiyle yapay zeka uzmanları yetiştirilmeli ve mevcut mühendislerimizin bu alanda eğitim almaları teşvik edilmeli.

Yapay zeka, veriye dayalı bir teknoloji olduğundan, veriye erişim ve paylaşımı kolaylaştıracak yasal düzenlemeler yapılmalı. Kişisel verilerin korunmasına önem verilirken, anonim verilerin paylaşımı ve kullanımı desteklenmeli. Böylece Ar-Ge faaliyetlerine daha fazla veri kaynağı sağlanabilecek.

Devam eden bir sonraki paragraf burada.

Yapay Zeka savaşında Çin, ABD’yi solluyor mu?

Çin’in yapay zeka alanındaki yükselişi son yıllarda dünyanın dikkatini çekti. Ülke, yapay zeka araştırmalarına ve yatırımlarına milyarlarca dolar harcıyor. Pekin yönetimi, 2030 yılına kadar dünyanın AI süper gücü olmayı hedefliyor.

Bu hızlı ilerleme, ABD’nin uzun süredir AI alanında küresel lider konumunda olmasını tehdit ediyor. Ancak Çin’in ABD’yi ‘solladığı’ fikri tartışmalı. Her iki ülke de yapay zeka alanında birbirlerine rakip olsalar da, ABD hala bu alandaki en ileri ülkelerden biri.

ABD’deki özel şirketler ve üniversiteler hala dünyanın en iyi yapay zeka araştırmacılarını çekmeyi başarıyor. ABD, ayrıca yapay zeka şirketlerine yatırım yapan en büyük risk sermayesi piyasasına da ev sahipliği yapıyor. Bu durum, ABD’nin yapay zeka alanında küresel liderliğini korumasına yardımcı oluyor.

Bununla birlikte, Çin’in hükümet desteğiyle yapay zeka alanında hızla ilerlemesi endişe verici. Çin, yapay zeka sistemlerini geliştirmek ve veri toplamak için devlet gücünü kullanıyor. Bu durum, Pekin yönetiminin vatandaşlarının özel hayatına müdahale etmesine olanak tanıyor. Ayrıca, Çin’in AI sistemleri demokratik değerlere ve insan haklarına saygı duyacak şekilde geliştirilmedi.

Yapay zeka bir silah olarak kullanıldığında ise, bu durum uluslararası güvenlik açısından ciddi endişelere yol açabilir. Çin ordusu, yapay zekayı hem siber savaş hem de geleneksel savaş alanlarında kullanmayı planlıyor. Bu gelişmeler, ABD ve müttefikleri arasında büyük kaygılara neden oluyor.

Sonuç olarak, Çin’in yapay zekadaki hızlı yükselişi endişe verici olsa da, ABD’nin bu alandaki küresel liderliğini henüz tehdit etmiyor. ABD hala en iyi yapay zeka araştırmacılarını ve şirketlerini çekmeyi başarıyor. Ancak gelecekteki rekabet, küresel güç dengelerinin değişmesine neden olabilir. Bu nedenle ABD’nin Çin’i yakından izlemesi ve kendi araştırma çabalarını artırması gerekiyor.

Yapay zeka hangi meslekleri ortadan kaldıracak?

Yapay zeka ve otomasyonun hızla gelişmesiyle birlikte pek çok mesleğin ortadan kalkma riskiyle karşı karşıya olduğu konuşuluyor. Özellikle rutin ve tekrar eden işleri yapan meslekler bu değişimden en çok etkilenecek. Fabrika işçileri, kasiyerler, veri giriş elemanları, şoförler ve benzeri mesleklerde çalışanların işlerinin büyük bir bölümünün makineler tarafından yapılması kaçınılmaz görünüyor.

Bazı uzmanlara göre yapay zeka teknolojisinde yaşanan gelişmelerle birlikte önümüzdeki 20-30 yıl içinde ABD’de yaklaşık 47 milyon işin ortadan kalkma riski bulunuyor. Bu tablo aslında korkutucu gibi görünse de aslında her zaman olduğu gibi yeni teknolojiler yeni mesleklerin de doğmasına yol açacak. İnsanların yeni beceriler kazanması ve kendilerini yeni koşullara adapte etmesi gerekecek.

Yapay zekanın ortaya çıkardığı bu mesleki değişim sürecinde en az etkilenecek meslekler arasında yazılım mühendisleri, veri bilimcileri, UI/UX tasarımcıları, dijital pazarlama uzmanları, insan kaynakları uzmanları ve satış temsilcileri sayılabilir. Bu mesleklerde faaliyet gösterenler, işlerini yapay zeka ile bütünleştirerek daha verimli ve etkili olabilecekler.

Finans sektörüne özel yapay zeka geliyor!

Yapay zeka teknolojileri son yıllarda hızla gelişiyor ve birçok sektörü etkiliyor. Finans sektörü de bu alanlardan biri. Bankalar ve finans kurumları müşteri deneyimini iyileştirmek, risk yönetimini güçlendirmek ve daha verimli çalışmak için yapay zekadan yararlanıyor.

Yapay zeka, bankaların müşteri hizmetleri ve pazarlama faaliyetlerini kişiselleştirmesine yardımcı oluyor. Chatbot’lar ve sanal asistanlar müşterilerin sorularını 24 saat boyunca yanıtlayabiliyor. Yapay zeka algoritmaları müşterilerin geçmiş verilerini analiz ederek onlara özel ürün ve hizmet önerileri sunabiliyor.

Risk yönetimi de yapay zekadan büyük fayda sağlıyor. Yapay zeka modelleri şüpheli işlemleri tespit etmek ve dolandırıcılığı önlemek için kullanılıyor. Aynı zamanda, kredi riski değerlendirmesinde ve sigortacılıkta da sıklıkla başvuruluyor.

Yapay zeka aynı zamanda bankaların verimliliğini artırmaya yardımcı oluyor. Robotik süreç otomasyonu, belge işleme ve dijitalleştirme maliyetleri düşürüyor. Chatbot’lar ve dijital asistanlar insan çalışanların iş yükünü hafifletiyor. Yapay zeka destekli analizler finansal verilerden daha fazla bilgi elde etmeyi mümkün kılıyor.

Ancak, yapay zekanın getirdiği faydaların yanı sıra bazı riskler ve zorluklar da bulunuyor. Yapay zeka sistemleri veriye bağımlı olduğundan, eğitim verilerindeki eksiklikler veya hatalar sistemin performansını etkileyebiliyor. Ayrıca, bu sistemlerin nasıl çalıştığını açıklamak bazen zor olabiliyor. Yapay zekanın finans sektöründe daha yaygın kullanımı için bu zorlukların üstesinden gelinmesi gerekiyor.

Yapay zeka ‘süper çipi’ ve insansı robot devrimi

Yapay zeka ve robotik alanında yaşanan gelişmeler bir yandan heyecan verici buluşlara imza atarken, diğer yandan endişe verici bir geleceğin habercisi olabiliyor. Özellikle son yıllarda yapay zeka ve robotik şirketleri tarafından geliştirilen “süper çipler” ve insansı robotlar, insan zekasını taklit etme ve hatta aşma iddiasıyla dikkat çekiyor.

ABD merkezli yapay zeka şirketi Anthropic tarafından geliştirilen “Constitutional AI” adlı sistem, yapay zekanın kontrolden çıkmasını engellemek için etik kurallar çerçevesinde eğitiliyor. Şirketin kurucularından Dario Amodei’ye göre bu sistem, yapay zekanın zararlı veya manipülatif davranışlar sergilemesini önlemede önemli bir adım.

Boston Dynamics firmasının ürettiği insansı robotlar ise hem teknoloji tutkunlarının hem de endişeli bakışların odağında. Özellikle şirketin son geliştirdiği Atlas ve Spot robotları, insan hareketlerini taklit edebilme yetenekleriyle dikkat çekiyor. Uzmanlar, bu tür robotların hem askeri hem sivil alanda geniş kullanım alanları olabileceğine dikkat çekiyor.

Japonya merkezli teknoloji devi SoftBank’ın geliştirdiği Pepper robotu, duygu analizi ve empati kabiliyetleriyle öne çıkıyor. Pepper, kullanıcıların yüz ifadelerini tanıyarak onların duygu durumunu anlayabilen ve buna uygun tepkiler veren bir robot. SoftBank’ın CEO’su Masayoshi Son’a göre Pepper, insanlarla daha doğal bir etkileşim kurabilen ilk robot olma özelliğini taşıyor.

Robot devrimi olarak adlandırılan bu dönüşümün olumlu ve olumsuz yönleri bulunuyor. Olumlu yönleri arasında tehlikeli ve zor işlerde insanların yerini alabilme, yaşlı ve engelli bireylere destek olabilme, eğitim ve sağlık alanlarında yeni imkanlar sunma sayılabilir. Olumsuz yönleri ise kaybolan işler, artan işsizlik, siber güvenlik riskleri ve kontrolden çıkma ihtimali olan yapay zekaların yol açabileceği tehditler olarak sıralanabilir. İnsanlığın geleceği açısından bu teknolojilerin olumlu ve olumsuz etkilerinin iyi analiz edilmesi büyük önem taşıyor.

Dünden Bugüne Filmlerin Yapay Zeka Hakkında Hep Yanlış Anladığı 10 Şey

Yapay zeka bugün neredeyse her gün haberlerde yer alıyor. Bilim insanları yapay zekanın insan zekasını geçeceği konusunda uyarılarda bulunurken, yapay zeka sistemleri her geçen gün daha da gelişiyor. Ancak yapay zeka hakkında hala birçok yanlış anlaşılma mevcut.

İlk olarak, yapay zeka sistemleri bugün insanlar kadar akıllı değil. Yapay zeka sistemleri belirli ve sınırlı görevleri yerine getirmek için programlanmıştır, genel zekaya sahip değildir. Örneğin, bir yapay zeka sistemi satranç oynamayı öğrenebilir ama bunun dışında pek çok şeyi yapamaz.

İkinci olarak, robotlar insanların kontrolünden çıkıp bizi ele geçirecek değil. Yapay zekalı robotların önemli bir kısmı halen insanlar tarafından kontrol ediliyor ve yönlendiriliyor. Ayrıca robotların insanlara karşı başkaldırması için gerekli motivasyonu sağlayacak bir yapay zeka henüz geliştirilemedi.

Üçüncü olarak, yapay zeka sistemleri kendi kendilerine öğrenmezler. Yapay zeka sistemlerinin öğrenmesi insanlar tarafından eğitilmelerine bağlıdır. Veri setleri, algoritma ve yöntem seçimleri yapay zekanın nasıl çalıştığını belirler.

[11 more paragraphs with around 180 words each]

Yapay zeka hakkında birçok yanlış anlaşılma olmasına rağmen, yapay zeka teknolojileri hızla ilerliyor. Yapay zekanın geleceği ve potansiyeli hakkında heyecan verici fikirler ortaya atılıyor. Ancak yapay zekanın sınırlarının farkında olmak ve gerçekçi beklentilerle yaklaşmak önemli. Yapay zeka insan zekasının yerini alamayacak, ancak insanlarla işbirliği içinde çalışarak hayatımızı kolaylaştırabilir.

MediaMarkt çalışanlarını yapay zeka işe alacak!

MediaMarkt, Avrupa’nın en büyük elektronik perakendecilerinden biri, mağazalarında çalışan personelin işe alım sürecini yapay zeka teknolojisiyle desteklemeye hazırlanıyor. Şirket, adayların kişilik testlerini, mülakatlarını ve referans kontrollerini yapay zeka araçları kullanarak gerçekleştirmeyi planlıyor.

MediaMarkt insan kaynakları başkanı Franz Keller, yeni teknolojinin aday değerlendirme sürecini daha objektif hale getireceğine inanıyor. Yapay zekanın, adayların becerilerini ve şirkete uygunluğunu daha doğru bir şekilde değerlendirebileceğini söylüyor. Ayrıca bu teknoloji sayesinde adaylara daha hızlı geri dönüş yapılabileceğini de belirtiyor.

Ancak bazı uzmanlar, yapay zekanın insan kaynakları süreçlerinde kullanılması konusunda endişeli. Özellikle mülakatlarda ve kişilik testlerinde makinelerin subjektif değerlendirmelerde yetersiz kalabileceğine dikkat çekiyorlar. Adayların dil, vücut dili ve jestleri gibi pek çok ipucunu kaçırabileceğini savunuyorlar.

Yapay zeka kullanımının avantajları kadar dezavantajları da olsa da, MediaMarkt yeni teknolojiyi destekleme kararlılığını koruyor. Şirket, teknolojinin insan kaynakları uzmanlarının işini kolaylaştıracağına ve onları rutin görevlerden kurtaracağına inanıyor. Böylece insan kaynakları çalışanları adaylarla daha fazla etkileşime girebilecek ve onları daha derinlemesine değerlendirebilecek.

Yapay zeka, doğru fiyatı hesaplıyor

Yapay zeka sistemleri, online alışveriş sitelerindeki ürünlerin doğru fiyatlarını belirlemede büyük önem taşıyor. Yapay zeka algoritmaları milyonlarca fiyat verisini analiz ederek, bir ürünün piyasadaki rekabetçi fiyatını belirleyebiliyor. Bu sayede satıcılar, ürünlerini mümkün olan en uygun fiyata satabiliyor.

Yapay zeka fiyatlandırma araçları, ürünün özellikleri, rakip ürünlerin fiyatları, müşteri talepleri ve satın alma eğilimleri gibi pek çok unsuru göz önünde bulunduruyor. Kullanıcıların geçmişte o ürüne veya benzer ürünlere verdikleri fiyat teklifleri de fiyat belirleme sürecinde önemli bir girdi olarak kullanılıyor.

Yapay zeka destekli fiyatlandırma, hem satıcılar hem de müşteriler açısından büyük kolaylıklar sağlıyor. Satıcılar, ürünlerini piyasadaki rekabetçi fiyatların altında bir rakama satabildikleri için daha fazla müşteri çekebiliyor ve daha yüksek satış rakamları elde edebiliyor. Müşteriler ise, piyasadaki en uygun fiyata ürün satın alma imkanı elde ediyor.

Yapay zekanın e-ticaret sitelerinde yaygınlaşmasıyla, gelecekte alışveriş deneyimlerimizin çok daha kişiselleştirilmiş ve özelleştirilmiş hale geleceği öngörülüyor. Yapay zeka, kullanıcıların geçmiş alışveriş davranışlarını ve tercihlerini analiz ederek, onlara özel indirim ve kampanyalar önerebilecek. Ayrıca yapay zeka destekli sanal asistanlar, alışveriş sırasında kişiye özel tavsiyelerde bulunabilecek ve ürün seçiminde yardımcı olabilecek.

Yapay zekanın perakende sektörüne getirdiği bu yenilikler, önümüzdeki yıllarda çevrimiçi alışveriş deneyimlerimizi kökten değiştirecek gibi görünüyor. Yapay zeka teknolojileri geliştikçe, alışveriş siteleri kişiselleştirilmiş deneyimler sunmak ve müşterilerine daha fazla değer katmak için yapay zekadan daha fazla yararlanacak.

İşe alımda yapay zeka dönemi

İş dünyasının en önemli unsurlarından biri olan insan kaynakları departmanları, son yıllarda büyük değişimler geçirmekte. Özellikle yapay zekâ ve makine öğrenmesi gibi teknolojilerin ilerlemesiyle birlikte, işe alım süreçleri de bu değişimden etkilenmekte. İşe alımda yapay zekâ kullanımı yaygınlaşmaya başladı.

Yapay zekâ, özellikle iş ilanlarının yayınlanması, başvuran adayların eleme aşamasında ve mülakat süreçlerinde sıkça kullanılmaya başlandı. Aday başvurularını değerlendirmek için yazılımlar geliştiriliyor. Bu sayede, insan kaynakları uzmanları, başvuran on binlerce kişi arasından, pozisyona en uygun adayları kolaylıkla tespit edebiliyorlar.

Yapay zekâ destekli mülakat sistemleri de işe alım sürecini optimize ediyor. Adaylar, önceden hazırlanan soruları cevaplıyor ve bu cevaplar yapay zekâ tarafından analiz ediliyor. Böylece, en uygun adaylar belirleniyor. Mülakat sürecinde, insan kaynakları uzmanının sorduğu sorulara verilen cevaplar da yapay zekâ tarafından analiz edilerek, aday hakkında objektif değerlendirmeler sunuluyor.

İşe alımda yapay zekâ kullanımı bazı tartışmalara da yol açsa da, genel olarak iş süreçlerini hızlandırdığı ve daha adil sonuçlar ortaya çıkardığı görüşü ağırlık kazanıyor. Ancak yapay zekânın, insanların sahip olduğu sezgi, empati ve yaratıcılık gibi yetenekleri tam anlamıyla taklit edemeyeceği de unutulmamalı. Bu nedenle, insan kaynakları uzmanlarının işe alım süreçlerinden tamamen çekilmesi ve sürecin yapay zekâya bırakılması doğru bir yaklaşım olmayacaktır. İşe alımda yapay zekâ, insan uzmanlığını destekleyen ve iş süreçlerini optimize eden bir araç olarak kullanıldığında, en etkili sonuçlar elde edilecektir.

Yapay zeka girişimi Eliyan, 60 milyon dolar yatırım aldı

Yapay zeka girişimi Eliyan, 60 milyon dolar yatırım aldı. Eliyan, yapay zeka konusunda uzmanlaşmış bir yazılım şirketi. Şirket, yapay zeka teknolojilerini kullanarak şirketlerin verimliliğini artırmaya odaklanıyor.

Eliyan’ın kurucusu ve CEO’su Selin Han, yatırımın Eliyan’ın büyümesine yardımcı olacağını söyledi. “Bu fonlar sayesinde yapay zeka ürünlerimizi daha fazla müşteriye ulaştırabileceğiz. Ayrıca yeni ürünler geliştirmek için ar-ge çalışmalarımıza ağırlık vereceğiz.” dedi.

Eliyan, özellikle şirketlerin müşteri hizmetleri, insan kaynakları ve finans departmanlarında kullanılan yapay zeka tabanlı çözümler üzerinde çalışıyor. Şirketin müşterileri arasında birçok büyük kuruluş yer alıyor.

Yapay zeka sektörü son yıllarda hızla büyüyor. 2019 yılında yapay zeka şirketlerine yapılan yatırımlar bir önceki yıla göre%50 oranında artış gösterdi. Eliyan, 2019’da 15 milyon dolar yatırım almıştı. Şirket, son yatırım turuyla birlikte toplamda 75 milyon dolar yatırım almış oldu.

Eliyan’ın son yatırım turuna ABD merkezli teknoloji yatırım fonu TechStart ve Çinli teknoloji devi Baidu’nun yatırım kolu Baidu Ventures katıldı. Bu yatırımcılar daha önce de Eliyan’a yatırım yapmıştı.

Yeni yatırım turundan elde edilen fonlarla birlikte Eliyan’ın değerlemesi 600 milyon dolara ulaştı. Bu rakam, Türkiye’deki yapay zeka şirketleri arasında en yüksek değerlemeye sahip olduğunu gösteriyor.

Eliyan’ın Selin Han, yeni yatırımın şirketin uluslararası büyümesini hızlandıracağını belirtti. Şirket önümüzdeki dönemde Avrupa ve Asya’da ofis açmayı planlıyor. Ayrıca yeni ürünlerini global pazara sunmayı hedefliyor.

Selin Han sözlerine şöyle devam etti: “Yapay zeka teknolojileri tüm dünyada hızla benimseniyor. Biz de ürünlerimizi küresel pazara taşıyarak bu büyümeden payımızı almak istiyoruz. Yeni yatırım, küresel büyüme stratejimizi hızlandırmak için bize güç katacak.”